İklim krizi ve çevreye etkileri zamanımızın en büyük sorunlarından biri. Ama biz her zorluğun olumlu bir değişim yaratmak için bir fırsat olduğuna inanıyoruz. Bu yüzden, Omo olarak gezegenimizin iyiliği için hareket geçip, kirlenmek için kollarımızı sıvadık ve herkesi bu harekete katılmaya davet ediyoruz.
Dünyamızın iklimi milyarlarca yıl boyunca birçok doğal değişim geçirdi.
Ancak şu an olduğu kadar belirgin ve hızlı bir değişimi hiç yaşamadı. Bunun nedeni ise insan faaliyetleri sonucu atmosfere salınan sera gazları. Dünyanın dört bir yanında çeşitli bölgelerde yaşayanlar bunun etkilerini şimdiden hissediyorlar. Seller, yangınlar, kuraklıklar ve olağanüstü hava olayları sıradanlaşıyor ve bizi yaşatan doğanın dengesine zarar veriyor. Bu artık iklim değişikliği değil, bir iklim acil durumu ve hepimizin acilen harekete geçmesi gerekiyor. Hep birlikte değişimi yaratabiliriz. Ve öyle de yapacağız!
Sera gazı emisyonlarımızı azaltmak için şimdiden çok çalışıyoruz.
Eylül 2019’dan beri beş kıtadaki tüm üretim operasyonlarımızda %100 yenilenebilir şebeke elektriği kullanıyoruz. 910ml ve 1690ml Omo şişelerimizde %25 geri dönüştürülmüş plastik kullanıyoruz. Böylece ürünlerimizden kaynaklanan sera gazı miktarını da azaltmış oluyoruz.
Mükemmel olmadığımızı biliyoruz. Ama olmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.
Daha temiz bileşenlere yatırım yapmak, enerji verimliliğimizi artırmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçmek bizim için sadece bir başlangıç. Yarattığımız etki hakkında daha fazla şey öğrendikçe, yaptığımız şeyi değiştiriyoruz. Mükemmel olmadığımızı biliyoruz ama olmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.
Bu kadar önemli bir konu söz konusu olduğunda dürüst olmak gerektiğine inanıyoruz. Karbon ayak izimizi nasıl raporlayıp azaltabileceğimizin yanı sıra havadaki karbondioksiti yakalamanın ve onu faydalı moleküllere dönüştürmenin yollarını da araştırıyoruz. İşimizin bütün aşamalarında titiz ve sorumluluk sahibi olmak için, iklim krizi konusunda üzerlerine düşeni yapmalarına yardımcı olmak adına tedarikçilerimizle birlikte çalışıyoruz. Sürdürülebilirlik sadece doğru kelimeleri söylemek anlamına gelmiyor. Bunu bir yaşam biçimi olarak benimsemek gerekiyor. Bu nedenle, Haziran 2020'de ana şirketimiz Unilever, 2023 yılına kadar ormansızlaşmadan arındırılmış bir tedarik zinciri oluşturma ve 2039 yılına kadar tüm ürünlerimizde kaynaktan satışa kadar net sıfır karbon emisyonu sağlama taahhüdünde bulundu. Bu da Paris Anlaşması’nda belirlenen hedef tarih olan 2050'den önce demek oluyor çünkü kaybedecek zaman olmadığını çok iyi biliyoruz.
Bu konu hepimizi ilgilendiriyor!
Kirlenmek ve hayattan zevk almak önemlidir. Hepsini yeniden yapabilmek için ardından temizlemek de öyle. Bu nedenle, giysileri daha sürdürülebilir bir şekilde nasıl yıkayacağınıza dair bazı püf noktaları geliştirdik. Hızlı yıkama programlarını seçmek ve daha düşük sıcaklıklarda çamaşır yıkamak gibi basit şeyler gerçek bir fark yaratabilir. O zaman hem biz hem de gelecek nesiller hârika bir şekilde kirlenmenin tadını çıkarabiliriz. Çünkü hepimiz değişirsek, iklim değişmek zorunda kalmaz!
Bu bir iklim değişikliği değil, iklim acil durumu ve hepimizin harekete geçmesi gerek!