Su yönetimi derken aslında sahip olmadığımız bir şeyi yönetmekten bahsettiğimizin farkındayız. Ancak bizim için su yönetimi, su kaynaklarını korumak ve bu yöndeki kolektif harekete dahil olmak demek.
Bu konuda birkaç farklı yol izliyoruz: operasyonlarımızda suyu koruyoruz (Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planını oluşturduğumuzdan beri, ton üretim başına kullandığımız su miktarını %49 oranında azalttık); yerel su kaynakları konusunda kolektif eylemde bulunuyoruz ve en çok su sıkıntısı çeken 100 bölgemizde su yönetim programları uyguluyoruz. Ayrıca tüketicilerimizin de bu konuda faydalı sonuçlar elde etmeleri için daha az su kullanmalarına yardımcı olan ürünler üretiyoruz.
Dünyada her üç kişiden birinin temiz suya erişimi yok!
Su güvensizliği dünya nüfusunun %40'ını etkiliyor ve bunun dünya çapında giderek daha fazla tüketicimizi etkileyecek şekilde artmaya devam edeceği düşünülüyor.
Ana şirketimiz Unilever ile birlikte arz ve talep açığını kapatmak için çalışan 2030 Water Resources Group’a (Su Kaynakları Grubu-WRG) katıldık. Ayrıca, genellikle ürünlerimizin kullanıldığı, su sıkıntısı çeken ülkelerde sahada çalışan The Alliance For Water Stewardship (Su Yönetimi Birliği-AWS) ile de birlikte hareket ediyoruz.
Peki ürünlerimiz suya ihtiyaç duyduğunda ne yapıyoruz?
Tüm ürünlerimizin %100 doğada çözünebilir olmasını sağlamanın yanı sıra, ana şirketimiz Unilever'in girişiminin bir parçası olarak, 2030 yılına kadar yaklaşık 100 üretim tesisimizde su yönetim programları oluşturmayı hedefliyoruz.
Unilever, Eylül 2019'dan bu yana beş kıtada üretim operasyonlarında %100 yenilenebilir şebeke elektriği kullanarak faaliyet gösteriyor. Ancak biz, bir adım daha ileri gidiyoruz ve Temiz Gelecek vizyonumuz doğrultusunda, 2030 yılına kadar temizlik ürünlerimizdeki ham fosil yakıt bazlı kimyasalları ortadan kaldırmak üzerine aksiyonlar alıyoruz.